Hayatımız boyunca hep bir insana güveniyoruz ve o kişide bir şekilde güvenimizi boşa çıkartıyor.. Kime göre haklı.. kime göre haksız tartışılır. Tabiki bu durumların arka planda olan birde hikayeleri var. Bazen düşünüyorumda
insanları çok anlamak yada hiç anlamamak arasında pekde bir fark yok. Çünkü ikisindede sizi üzmesine izin veriyorsunuz. Düşünsenize; o kişiyle ilgili hiçbirşey bilmemek onunla ilgili karşılaşacağınız yanlış durumlara neden olabilir. Ama ya o kişiyi iliklerine kadar algıladığınızı ve hissettiğinizi biliyorsanız? Anlıyorsanız? Hata yapıp geri döndüğünde hepimizin bir tarafı bir şansı daha hak ettiğini düşünmediğini kim iddia edebilir? Hemde en hissizimiz bile.. Ha.. bide hissizlik meselesi var. Zamanla karşılaştığımız insanlar hissizleşmemize neden oluyorlar. Ama doğru şekilde ama yanlış.. Kişilerin kendi doğruları olduğu bir dünyada bunun tartışması nasıl olabilir ki?
Hissizleşme.. Karşı tarafa hiç hissizleştim sana karşı bir şey hissetmiyorum dediğiniz oldu mu? Benim oldu. Fakat o kadar yapmacık bir şekilde tepki aldımki şaşırtıcıydı. İnanmamaktı bu durum. Sanıyorlarki temassal bir şey hissetmiyoruz. Direk savundukları konuda annenle babanı sevmiyormusun. seviyorsun büyük ihtimal. Ee bu durumda hisssiz değilsin. Halbuki anlamıyorki aslında onlara karşı ne kin ne öfke ne şefkat ne acıma hiçbirşey hissedilmediğini.. Nasıl anlatabilirsiniz ki yada nasıl anlamasını bekleyebilirsiniz ki sizi? Belkide çok yolu vardır anlatmak için fakat sanırım benim böyle bir kabiliyetim yok. Yazarak anlaşsak anlaşırız fakat sözsel olunca tıkanır kalır göğsüne bir ağırlık olurya insanın.. o durum her neyse konuşmama müsade etmiyor sanırım.
-----
Hala satış ortağı değil misiniz?
http://www.xticaret.com/xticaret/?12_88232_=&ref=10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder