31 Ağustos 2015 Pazartesi

Sizden gelen sorular: Bir insanın bana olan ilgisini nasıl anlayabilirim?Çoğu zaman insanların bana olan ilgisini onları kaybettikten sonra anlıyorum.

    Sonsuz adlı  takipcimizden:
         Bir insanın bana olan ilgisini nasıl anlayabilirim? Çoğu zaman insanların bana olan ilgisini onları kaybettikten sonra anlıyorum. Ya da arkadaşlık kurmak isteme durumlarını anlayamıyorum. Acaba dünya ya çok mu boş bakıyorum?

----


         Belkide kendi dediğiniz gibidir.. :) Boş bakıyor demeyelimde.. Nasıl denir.. hani derler ya..  bakmak ile görmek arasında fark vardır. Bakıyorsunuzdur ama ilginiz hep farklı yerde olduğu için görmüyor olabilirsiniz. Merak etmeyin hep genelde kaybettikten sonra algılıyoruz bazı şeyleri. Sanırım bu genetik bir şey bizdeki. İllaki bir şeyleri kaybetmemiz gerekiyor. Neden bilmiyorum.. Yani aslında baktığımız zaman insanlar birbirilerini çok

27 Ağustos 2015 Perşembe

Bu hayatta herşeyin bir nedeni olduğunu unutmayın..

    Bana bu hayatta nedeni olmayan.. amacı olmayan bir durum göstersenize :)?...
      Kusura bakmayın ama siz ne kadar :
  • nedeni yok.. 
  • amacı yok davranışlarımın,
  •  bunu neden yaptılar bana anlamıyorum
  • hak etmemiştim
  • İnsanlar nedensiz nefret edebilirler..
  • nedensiz davranışlar gösterme..
  Vs. vs. deseniz bile.. Gelin birlikte temeline inelim ve bakalım. Temelinde elbet bir neden bulacağızdır. İnkar edebilirsiniz. İstediğiniz kadar hemde ama gerçekleri değiştiremezsiniz.

İletişim için..

    Bloğuma bir katkıda bulunmanız için:
   herhangi bir mail adresinizden aşşağıda yazan mail adresi ile bana ulaşabilirsiniz..
      hqyatfelsefesi@gmail.com

Yada isterseniz hızlı bir şekilde sayfanın en altında bulunan 'Hala bizim için bir şeyler karalamadınız mı?' bölümünden de direk mesaj gönderebilirsiniz.

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Gecenin hüznü..

    Masumane olarak başlamıştı herşey.. Önce gereksiz bakışlar.. birbirini çekemez tavırlar.. Bir birine laf çakmalar..
   Gün geçtikce her şey değişiyordu sanki.. Aslında herşey aynıydı ama dünyamız değişiyordu.. birleşiyorduk.. birbirimize çekiliyorduk fark etmeden.. Bu yüzden sinirliydik birbirimize.. istemsizce değişen bu durumu anlayamamıştık.. günler günleri kovalarken fark etmiyorduk.. bütün olmuştuk.. Hala red ediyorduk birbirimizi hala bir sinir sormayın gitsin..
       Sonrasımı?..her gece dolunaya bakan iki çift göz olmaya başladık..
    Daha da yaklaştık birbirimize.. sır ortağı olduk... Kimsenin bilmediklerini anlattık

Ailenizin size sevgisini göstermediğinimi düşünüyorsunuz?

       (http://www.kizlarsoruyor.com da paylaştığım bir yorumu beğendiğim ve kendi yerimdede böyle bir yorum yapacağımdan ötürü sizlerle burada da paylaşmak istedim.)
      Şimdi her çocuğun bir anne ve baba geçişi vardır. Bu döngünün normal işlemesi için burada bir aksaklık olmaması gerek. Eğer bir aksaklık olur ise o zaman ilerde bu çocuğun sevgi anlayışında bazı değişik düşünceler oluyor. Çocukların psikoljisi inanın bana çok karmaşık. Yani bana göre karmaşık bildiğim konulardan ötürü olsa gerek. Aslında çok basit mantıkları varmış gibi durur ama tuhaf algılarlar.. Aileler çocukların sevgi almasındaki çok önemli noktadır.

25 Ağustos 2015 Salı

Bazı insanlar diğerlerine nazaran daha rahat depresyona girerler... ya çevrelerindekiler? :)

Bazı insanlar diğerlerine nazaran daha rahat depresyona girerler...

     İnsanlar bir zaman sonra acıyada alışıyorlar ve onsuz olamıyorlar :))
Yani bir günü hüzünsüz geçince sıkıntı olıuyor onlar için. Bu yüzden sevgilisinden severken bahane bulup ayrılan bile bulabilirsiniz. Bu aslında baya ciddi bir rahatsızlık çünkü kendilerine ruhen zarar veriyorlar. Böyle bir durumda bir uzmandan yardım almak faydalı olacaktır. Aksi taktirde kendilerine veya yanındakileride strese sokmaları muhtemel. Benim gözlemimce genelde iyi olan şeyleri inkar ederler siz söylesenizde. Sonuçta onların o yükü herkesden herşeyden daha fazladır :)

Sizden gelen sorular...Neden sürekli sıkılıp, bunalıyoruz?

    Benkimim Adlı takipcimizden..
      Neden sürekli sıkılıp, bunalıyoruz?


       Yani insanlar kendiliğinden sıkılıp bunalmazlar :).. Monoton geçen bir zamandan söz edebiliyor olabiliriz. Yada bu aralar sevgilinizden ayrılmışsınızdır. Yada arkadaşlarınızla kavgalısınızdır.. Yani kendinizi yalnızlığa itmişsinizdir. Nette takılıp bir şey yaptığınız yoktur. Böyle durumda mutsuz olup sıkılma durumunuz gayet normal. Genede yapacak bu zamanda bir çok şey var.. İster resim çizin, ister dil kurslarına katılın, ister yemek yapın.. İster kendinizi kitaplara vurun.. illa hepsi ücretli diye bir durumda yok. ücretsiz ve zevk alabileceğiniz onca şey var.. sahile inip paten kayın arkadaşlarınızla birlikte vakit geçirin..

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Karşı tarafa açılamamak...


       En sık gözlenen sorunlardan bir tanesine değinmek istiyorum bu gün.. Karşı tarafa açılamamak. Tabiki bunları çok iyi bir uzman olarak bahsetmeyeceğim. Genede, farklı bir gözlemci olarak belkide daha önce düşünmediğimiz yada cesaret edemediğimiz şeyleri buluruz.

  Öncelikle karşımızdakine neden açılamıyor olabiliriz?
  1. Onu kaybetme tehlikemiz olabilir. (arkadaşca düşünüyordur diye düşünülebilinir..)
  2. Çok utangaç birisi olabiliriz ve karşı taraf adımı bizden bekliyor olabilir.
  3. Onu çok seviyor  ama ne hissettiğimizi konduramıyor ve bu yüzden erken açılmaktan korkuyor olabilirsiniz

Satış ortaklığı ile ilgili ufak bir bilgi..

      Bu gün sizlere ufak bir tanıtım yapmak istiyorum. Yazarak para kazanmak günümüzün oldukca rovanşta olan bir mesleği haline geliyor.  En azından bu konuda bilgi almak için baya çaba harcıyoruz. X-Ticaret adlı sitede büyük imkanlar sağlanarak anket, tıklama gibi para kazanma yolları yerine dahada iyi bir yol yani satış ortaklığı imkanını sunuyor sizlere. Bu yerin sahibi olan Musa beyin özellikle sizlere yardımcı olacağından şüpheniz olmasın. Üye olduğunuzdan sonraki ücretsiz dersler maillerinize gelmekte ve bilgi almaktasınız. Ve her ayrıntısı aldığınız döküman ile size sunuluyor.

  Tabi bu site harici çoğu site ücretsiz olarak tıklama başına ,anket başına yada ücretli ücretsiz site reklamları başlarına yada bu site gibi ortaklık programları yapan bir çok yer var ve amaçları hem reklam vermek hemde sizlere kazandırmak. Aslında oldukca basit :)

Bence ilginizi çekerse ve siteniz varken yada bloğunuz neden para kazanmayasınız ki? Yada fazla bir bilginiz olmasının zararı olmaz. Bir göz atın derim :)

---
Hala satış ortağı değil misiniz?
http://www.xticaret.com/xticaret/?12_88232_=&ref=10

Bir insanı gördüğümüzde cidden dış görünüşemi önem veririz?

   İnsanlar dış görünüşe önem vermediğini söylerler. Evet iç güzelliğimiz tabiki ön plandadır. Çok güzel olabilrisiniz fakat konuştuğunuzda insanları uzaklaştırıyorsanız pekte dış görünüşün bir önemi yok demektir. Fakat kabul etmedikleri bir şey varki. İki kişi bir araya geldiğinde konuşmadan önce bedenler iletişim kurar öncelikle. Buradan anlıyoruzki dış görünüş beden diliniz aslında çok önemli bir unsur. Belki kişiyle internetten konuşurken çok rahat ve iyi hissediyor olabilrisiniz kendinizi. Ve kişi çok iyi yazıma ve iç dünyasına sahip olduğu için size farklı hissettirebilir ya da telefonda konuşurken mesajlaşırken.. Ama yan yana

Karşı tarafı kırarak, ne hissettiğinizi hissetmelerini sağlamaktan hoşlanmayan bir kişi ne yapabilir?



      Ben başka bir sitede paylaştığım yazıyı belkide sizler orayı takip etmiyorsunuz diye burada da paylaşmak istedim. En azından buradaki okuyucularıda belki ilgisini çekebilecek bir durum vardır.
---Çabuk öfkelenme.. başkalarınında hissettiklerini hissetmesi için direk onlara laf söylemek ile ilgili bir konu üzerine yazı yazmıştım.. Tabiki ben bu konuya aslında değinicektim kendi sayfamdada. Bu biraz isabet olmuş oldu ve burada da paylaşmak istiyorum düşüncelerimi.

    'Bu tarz hissetmelerinizin nedeni ne olabilir diye düşünüyorum açıkcası..
Genelde ailede başlar bu hissetme durumu. Acaba aileniz size bu şekilmi aşıladı fark etmeden? ya da onlardan hiçbirşey görmediniz de kötü bir ortamdamı bulundunuz? Genelde psikoloji kendiliğinden bozulmaz. Bulunduğunuz ortama ayak uydurur.

23 Ağustos 2015 Pazar

Şu anki ruh halim: bir bulutun önünü kapattığı Ay gibi.. Çok iyi gizlendiğimi sanıyorum fakat herkesin benim orada olduğumu biliyor..



    Kafam çok karışık bu aralar.. Neye elimi atsam eksikmiş gibi.. halbuki bir yandan da hepsi çoktan bitmişte görmüyormuşum gibi..  Bu içimdeki çoğu belirsizlik beni öldürecek sanırım bir gün. İnsanlara neden güvenmememi algılıyorum.. Genede bu kadar aptal olamazlar diyorum. Bu kadar kör olamazlar.. Bu kadar görmemezlikten gelemezler. Sonunda diyorum ki onlar gibi olayım bende sonra diyorum onlardan ne farkın kalacak? Tekrar kendin gibi olabilecekmisin? Tamam bir uyuşturucu gibi bu durum ama o kadar kolay kurtulabilecekmisin?... Sonra susuyorum ve uyuyorum..

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Bu geceki konum Rüyalar ve uyku olsun :)...



 

    Bu gün kendime rüyalar konusunu seçmiş bulunuyorum. Kendi bilgim (tabiki okuduğum ciddi kitaplara dayanarak ve aldığım derslere) dağarcığı doğrultusunda birazcık bilmeyen kişileri aydınlatmayı amaçlıyorum.

   Rüya nedir vs diye konuma başlamayacağım korkmayın :)
   İnsanlar neden rüya görürler.. Neden bazen çok korkarız.. Yada halk dilinde karabasan isimli aslında uyku felci dediğimiz şey ne oluyor..

Çoğu zaman denemekten korkuyoruz... Acı cekmek istemiyoruz..

   'Hep sanki bir acı çekmemiz gerekiyor gibi bu hayatta..' yanı bu cümle doğru tabiki de gene de yaşamayan insanın anlatılanlarla sadece anlayabilmesi küçük bir dilimdir.
'.   Aslında o kadar güzel şeyler var ki çevremizde kör etmişiz kendimizi..' evet peki kişiye bunu yaptıran nedir ? Sonuçta bu kişi durduk yere çevresine kor etmez yada duyarsizlasmaz.
   Genede..  görmek istemiyoruz onları.. Çünkü bizi gerçekten mutlu edeceklerini görmüyoruz.. belkide inanmıyoruz.. İnancımızı kırmışız. Ama genede her insan bir şansı hak etmez mi?
   Onu çok seviyor olabilirsiniz. Belkide kendinize itiraf edemiyorsunuzdur. Belkide ne hissettiğinizi bilmiyorsunuzdur. Onu görünce tuhaf hissediyorsunuzdur.

20 Ağustos 2015 Perşembe

Yas süreci nedir? Sevdiğiniz insanların sizi kullanmasına daha ne kadar göz yumacaksınız?

   Yas dediğimiz durum sevdiğimiz birini kaybettikten sonra girdiğimiz bir süreçtir. Bu hayatta her dönem bir sevdiğimizi kaybettiğimizi düşünürsek aslında doğamızda olan ve başladıktan sonra bitmesi gereken bir  süreçtir.
    Yas dediğimiz durumda ;
  • Aşırı özlem, 
  • Çok sık ağlama, 
  • Suçluluk duyguları, 
  • Bazı kaçınma davranışları
  • Kaybettiği kişiye ait şeyleri üzerinde taşıma.
  • Anlamsızlıkların gelişmesi

Bazen aşk..

 Bazen aşk sevdiğini yanında hissetmektir diye cümleme başlamayacağım.

    Bazen aşk; sevdiğinin, çayını bu seferde şekerli içip içmemeyi düşünmesi gibidir.. (şekerin kanseri beslediğini düşünüp her seferinde acaba katsammı katmasammı arasında kalmasıdır.)
    Bazen aşk; En sevdiğiniz müziği dinlerken, müzik programı bir sonrakine geçtiğinde yüzünüzün ekşimesi ve tekrar o şarkıyı açmanız.. Fakat zamanla o yüzünüzü ekşiten şarkının ağzınıza takılması gibidir..
   Bazen aşk; Onun sizin hiç olmayacağını bilerek sevmek demek isterdim fakat bu kendimize haksızlık olacağı için.. Bazen aşk.. onun bizi bir gün seveceğini düşünerek geçirdiğimiz dakikaların saniyelerle olan savaşı gibidir..
  Bazen aşk.. Aslında hiç var olmamış.. Aslında her saniyede küllerinde doğan.. Her anın içinde olupta gece yastığa başınızı koyduğunuzda aslında günün sadece o andan ibaret olduğunu ve bomboş geçen bir güne

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Sizden Gelen Yazılar... Çoğu zaman duygularıma emin olamıyorum..

    'Zorkişi' adlı takipcimizden:
      Defterlerime arada karalasamda sanırım bende bir günlük tutuyorum. Çoğu zaman duygularıma emin olamıyorum. Ne istediğime. Ne yapmak istediğime. Eskisi gibi değilim biliyorum ama  Bu halimide seviyorum.
   Ona ne hissettiğimi bilmiyorum. Aşk? Sevgi? Sadakat? Bana güvenmiyorsun dedi. Yanılıyor. Ben ona güveniyorum. Sadece kendime güvenmiyorum. Onu üzmek istemiyorum. Yapamam bunu. Duygularımda emin olmadan bir işe başlamak yapımda yok.  Ve o bunun farkında bile değil. Yanımda olmasını içimin bir kısmı isterken.. bir yanımda istemiyor. Ve istemeyen tavrım dahada ağır basıyor. OF bilmıyorum. Yapamıyorum. Birini sevemiyorum. olmuyor. Bulunduğumuz ortamıda bozmak istemiyorum.
  Eminimki beni arkadaş olarak görüyor. benim ona farklı sıcaklık hissetmem ve benimle vaktini sürekli geçirmesini istemem hoş değil biliyorum. Ama elimde değil.

18 Ağustos 2015 Salı

Sizden gelen yazılar.. Okula yeni gelen çocuk.. :)

Adını vermek istemeyen bir takipçimizden:
     Yazıya, direk konuya girerek başlamak istiyorum. Aslında böyle bir şeyi yazmak beni için çok utandıran bir durum. Teşekkür etmek istiyorum ki bu sayfada paylaşılırken kişisel bilgiler istenmiyor :)
   
    Bazı kişilerden hoşlandım bu zamana kadar.  Sevdim zamanında, aşıktı belkide geldi geçti.. Ya aslında geçtiğimiz sene yeni bir çocuk geldi okula ve bir şekilde ne bileyim ya tuhaf hissediyordum çocuğa karşı. Hele bir gün derste kapıyı açıp içeri girmeye çalıştığında yüzümde salak bir tebessüm belirdi. Farklı bir samimi havası vardı. Ne bileyim böyle samimi olması hoşuma gitti. O an öyle utandımki hayatımın en tuhaf anıydı. İlk defa böyle bir şey olmuştu.

Bir insanı yalanlarla kazanmak yerine doğrularla kaybetmeyi tercih etmelisiniz.

    Şairin dediği gibi:   Bir insanı yalanlarla kazanmak yerine doğrularla kaybetmeyi tercih etmelisiniz.    
      Peki neden? Neden minik yalanlar hayatımızın temelini oluştursun ki? Belki de her zaman sevdiğimiz insanları yalan söyleyerek kazanmayı amaçlıyoruz. Hiç itiraz etmeyin. Hanginiz sevdiğinize sizinle ilgilenmesi için küçük yalanlar uydurmadınız? Bunlar komik veya sizi ona bağlayan ufak güzellikler olabilir. Fakat o zaman dikkat edin. Çünkü unutmayın ki zamanla daha da kötü bir hal alabilir. Bırakın sevdiğiniz sizi olduğunuz gibi kabul etsin onun sevdiği bir model oluşturarak ona kendinizi

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Bir insan karşısındakini, nasıl sevdiğini itiraf edebilir ki kendine?

    Bir insan karşısındakini, nasıl sevdiğini itiraf edebilir ki kendine?

Ya kendine bile salak rolü oynuyorsa?
Kendini çekilmez biri olarak görüyorsa?
Ona zarar vereceğini düşünüyorsa?
   Sürekli onu düşünmeyi kesin.. Şu an bile eminimki onu düşünüyorsunuz. Kim bilir napıyor? Belkide tek bir telefon kadar yakınınızda.. ama ya açmazsa?.. Bazen şartlar uzaklaştırır sevdiğimizden bizi. Ama unutmayın uzaklaşmak yada uzaklaşmamak sizin elinizdedir. Hayat çok zor deriz ya. Hayır yanılıyorsunuz.  Hayatın size hiçbirşey yaptığı yok. İnsanlar mahfediyorlar. Ne kadar birbirimizden bağımsız olsakta tanımadığımız insanlar bile bizlerin hayatlarını etkiliyorlar. Seçtikleri seçimler.. yaptıkları..

16 Ağustos 2015 Pazar

Normal bir pazar..

       Gene çok sıkılıyoruz hayattan. Belkide bu zamana kadar yaptiklarimizdan sıkılıyoruz. Zaman çok çabuk geçiyor bu hayatta. Pişman olmadan kararlarınızi hızlıca vermelisiniz. Çok geç olmadan. Zamani siz bekleyebilirsiniz fakat çevreniz? Sevdikleriniz?   Belkide o kadar zamanları olmayabilir.  
     Durakta duran bir köpeğe  elimdeki ekmeği versemmi versemmi diye düşünürseniz otobüsünüz gelir biner gidersiniz. Hayatta buna benziyor. Size muhtaç olan insanlar oluyor bazen biz ise otobüsümüz geldiği için binip gidiyoruz peki ya geride kalanlar? Şansları olup olmadığını nereden biliyoruz? Haa tabi tabi biliyoruz çünkü biz müneccimiz. Çünkü biz

15 Ağustos 2015 Cumartesi

Sizden Gelen yazılar.. Bir zamanlar kaçmak istiyordum..

  KonuşamadığımızŞeylerVar  Adlı takipcimizden:

  
Bir zamanlar kaçmak istiyordum uzaklaşmak istiyordum..
 Öyle yorgun öyle  bitkin oyle çaresiz ... Bulunduğum yerde sanıyordum sorunu bi gidebilsem diyordum bi gidebilsem bitecek.     Gidecek güç buldugum anda kaçtım oradan arkama bakmadan koştum koştum koştum..
     Dedim bitti her şey yoluna girecek artık çünkü en güvenli hissettiğim yerdeydim... Günler geceleri geceler günleri kovaladı olmadı rahat bir nefes alamadım aldığım nefesin tadına varamadim. Neden olmadı artık unutmaliydim mutlu olmaliydim kendime gelmeliydim
  Sonra anladım.. kosarak kaçmak istediğim aynadaki benmişim.
                                                                                     

14 Ağustos 2015 Cuma

Sizden gelen sorular.. Sevdiğim kişi, sevgimizden yorulduğunu söyledi.

Adsız bir takipçi diyorki: Sevdiğim kadınla evlenecektik. Herşey hazırlanıyordu. Fakat ayrıldık. Ayrılma sebebi olarak çok yorulduğunu söyledi. Fazla ilgilenmiyormuşum hanfendi ile. Eşşeklik bende. Devam edelim desemde red etti. Bıraktı beni. Şu an çok mutsuzum.


    Aslında bu iliski hakkında pek bir şey bilmiyoruz. Bu yüzden yorum yapabilmek oldukça güç. İki tarafıda dinlemek lazım bir ilişkide.  İnsanlar evlilik yoluna girmişlerse sonuçta her şeyi göze alarak bu yoldalardir. Bir çok olasılık olabilir.
-- Yorulmasinin nedeni;

İnsanlar hep söz verirler.. Peki ya sonrası?

     İnsanlar hep söz verirler.. Hep söz verirmiş gibi konuşurlar ve bizde onları söz verdiklerini düşünerek hareket ederiz. savunduğumuz tek an söz vermiştin konusunu savunmaktır. Halbuki kişi size böyle bir şey dememiştir. Sadece siz öyle sanmışsınızdır. Sanmalarınız hüzünlenmenize sebep olmuştur. Sonrada amann insanlar hep böyle dersiniz. Sonra kafanızda bir şey dönmeye başlar.. onca vicdanınıza rağmen nasıl olurda öfkesine yenilip nalet biri olup çıkarım? Sonra başlarsınız her gece : bu gece diğerlerinden ayrı demeye.. Halbuki hep aynı gecedir sadece zaman geçmiştir. Ruhsal dengesizliğinizi atlatıyorsunuzdur. Sinirinize

13 Ağustos 2015 Perşembe

Ve.. aşk..

    Aşk..
  Farklı bir yönden baksanıza.. Göreceksiniz ki Enteresan bir konu aşk . Çünkü iki zıt durumu içinde barındırıyor.
-Hepimizin hem müptelası olup uzman olduğu..
- hemde hiçbirşey bilmediği bir konu kendisi.. :)
    Bu konuda yazılacak o kadar çok şey varki. Onca kitaplar, onca uzmanlar.. Kısaca aşk dediğimiz  biyokimyasal bir durum. Salgıladığınız dopamin seratonin vb hormonlarınızla alakalı bir durum. Aşık olduğunuzu hissettiğiniz zaman hormonların azizliğine uğruyorsunuz. Dengeniz bozuluyor. Aslında vucut bunu istemiyor çünkü acı çekiyor bu sırada. Tabiki siz deli dolu olduğunuz için herşey toz pembe ve herşeyi yapabilirmiş gibi hissediyorsunuz. Aslında böyle hissettirmesi

Sürekli aynı hatayı yapan birisi nasıl mutlu olabilir?

   Belkide hayatımızda hep aynı hatayı yapıyoruzdur fark etmeden. Sadece değişik olaylar ama hep aynı sonuç. Sadece yargılı yaklaşmadan önce şöyle geniş çaplı bir düşünelim. Hangimiz bu dünyada çok mutlu ve entrikalardan uzak kaldığımızı iddia edebilir? Onca insan türü varken onca olasılık.. herhangi biriyle bir şekilde yollarımız kesişiyor.. fakat çoğunu fark etmiyoruz bile..

   Hayatımız boyunca hep bir insana güveniyoruz ve o kişide bir şekilde güvenimizi boşa çıkartıyor.. Kime göre haklı.. kime göre haksız tartışılır. Tabiki bu durumların arka planda olan birde hikayeleri var. Bazen düşünüyorumda

Açılış konuşması

    Merak ediyorumda..
     Bizleri hayat hikayenizle ne kadar şaşırtabilirsiniz? Yoo.. sakın yanlış anlamayın beni. Söz ettiğim şey bu durumla dalga geçmek yada  diğer hayatlarla kıyaslamak değil. Sadece..
- Benim hikayem bence en enteresan hikaye dediğiniz hiç olmadımı?
- Yada kendinizi diğer insanlardan daha farklı hissettiğiniz?
- Farklı şekilde baktığınız ve bunu diğerlerinin anlamadığını görmeniz?
- Kendinizi farklı hissediyor fakat genede bir şey yapamıyor oluşunuz? :)
      Benim gibi çoğu insanında böyle şeyler hissettiğinin farkındayım. En azından bu tarz şeyler.